Güçlü Türkiye Güçlü Turan Devletleri Konfederasyonu Genel Başkanı Faik AKYILMAZ'ın Vatan Sevgisine

Turan ideolojisi tek çıkış yolumuzdur

Gündem Yayın: 26 Şubat 2024 - Pazartesi - Güncelleme: 26.02.2024 22:56:00
Editör -
Okuma Süresi: 6 dk.
302 okunma
Takip EtGoogle News
Güçlü Türkiye Güçlü Turan Devletleri Konfederasyonu Genel Başkanı Faik AKYILMAZ'ın Vatan Sevgisine Gönül Vermiştir. Turan ideolojisi tek çıkış yolumuzdur. Türk Dünyasında bazı sorunlarını zaman ne kadar değişirse değişsin yaşanmaya devam ediyor Geçmişte ve günümüzde Turan coğrafyasınında, Turan toplumlarında, Türk ana kütleyi boyunduruğu altında tutan bir skolastik-kaotik zihniyet dünyasının varlığı sözkonusudur. Malum skolastik- kaotik zihniyet dünyasının varlığını tesbit edebilmek için dayanacağımız sosyo-ekonomik Türk felsefesi üzerine bir literatür henüz oluşmamıştır. Aslında Türk Milliyetçilerinin zihinsel dünyasında, Türk töresinin biçimlendirdiği norm ile reel dünya arasında bir çatışma halindedir. Türk Dünyasının süper bir güç haline gelememesi, her cihetten geri kalmışlığının sebepleri nelerdir? Eş'ari Arap geleneği sosuna batırılmış tembelliği, siyasal rejimler tarafından dışlanması, maddeye dokunmaktan uzak duruşu, hülasa, formülleştirmese bile, rasyonel bir eşya fikriyatı, Descartesci akılcı zihniyetin dışlanması durumlarına hemen hemen her Allah’ın günü tanık oluyoruz. Toplumun her kesimini etki alanına almış tembellik ve meskenetin müsebbibinin ilacı nedir? Akılcı bir felsefe, ideal hukuk ve ideal Turan dünyasına kavrayışına yönelmek bir çözüm modelimidir? Teşhis bu ise. Demek oluyor ki, ideal Türk toplum yapısı ile reel deki Türk toplumu arasında ciddi bir temassızlık hüküm sürmektedir. Türk- İslam tarihi boyunca asırlarının bir kuşaktan ötekine miras bıraktığı bu kaotik zihniyet dünyasının ortaya koyduğu tablo gerçekten de ürkütücüdür. Bu gidişle toplumsal bir ilerleme, Turan Birliği sağlanması da söz konusu olamazdı. Geriye Türk Milliyetçileri için teşhisten tedaviye geçebilmek, bunun için de Türk toplum mühendisliğine soyunmak kalıyor. Bunu kim yapacak? Kuran'da Alİmran suresinde "veşavir'hum fi'lamr" denmişti. Yani, "hüküm oluştururken ve bir şey yaparken onlara danışınız!" Evet, "onlara" danışılacaktı ama Türk dünyasına sızan kaotik ve skolastik virüsü bertaraf edecek  "onlar" (hum) kimdi? İşte bu ancak Turan Devletleri Meclisinde bu "hum" ve "meşveret" kavramıyla biçimlenecektir. Onlar, yani Türk Milliyetçileri alaylı ve mektepliler, aydınlar, ziyalılarımız, Turan meclisinde bu soruna yönelik bir literatür ihdas etmeleri zaruridir. Türk Dünyasının gelecekti yönetimine işte onlara "danışacak" yani meşveret idari birimi kurumlaştırılmalıdır. İşte bu nedenle, Türk Cumhuriyetlerinin kendi sosyal yapısını üretmesi, kendi kimliğini sağlıklı bir şekilde inşa etmesi, kültürel ve siyasi hakların gelişmesi, teknik alt yapı konusunda eksiklerin giderilmesi  amacıyla Turan Devletleri Konfederasyonumuzu kurduk. Turan Devletleri Konfederasyonun misyon ve vizyon ifadeleri bu doğrultuda analiz edilebilir. Vizyonumuz: “Kalkınma iş birliğinin tüm alanlarında her türlü araç ve yöntemleri kullanmak suretiyle, bölgesel ve küresel düzeydeki sorunlara, adalet ve eşitlik çerçevesinde, hızlı ve kalıcı çözümler sunabilen etkin bir teşkilat olmak” şeklindedir. Misyonu ise: “Türkiye’nin uluslararası iş birliği faaliyetleri ve kalkınma yardımları çerçevesinde, faaliyette bulunduğumuz ülkelerde, ilgili kuruluşlarla koordinasyon içerisinde, ekonomik, sosyal ve insani kalkınma süreçlerini destekleyecek, ortak tarihi ve kültürel mirasımızın geleceğe taşınmasını sağlayacak sürdürülebilir proje ve faaliyetler gerçekleştirmek” şeklindedir. Vizyon ifadesinde öne çıkan unsurlar olarak, kalkınma amaçlı işbirliği stratejileri, küresel ve bölgesel sorunlarda adalet ve etkin-hızlı çözümler gibi kavramları görülürken, misyonda ise uluslararası işbirliği, sosyal ve insani kalkınma, tarihi-kültürel miras ve sürdürülebilir projeler gibi kavramlar ön plana çıkmıştır. Bu arada kurumsal büyümesine de hız kesmeden devam eden Turan Devletleri Konfederasyonumuz her yıl daha fazla ülkede temsilciler açarak, Orta Asya ve Balkanlar’dan Afrika, Latin Amerika ve Pasifik adalarına kadar çok geniş bir coğrafyada, doğumdan ölüme kadar insan hayatını ilgilendiren her sektörde nitelikli projeler üretmeye devam etmiştir. Ülkemizin izlemiş olduğu aktif ve ilkeli dış politikaya bağlı olarak çalışma yaptığımız ülkelerin sayısı her geçen gün artmaktadır. Turan Devletleri Konfederasyonu bugün 62 ülkede 634 Temsilcik ile 170’ten fazla ülkede faaliyet göstermek üzere temsiciler atama sürecini bitirmiştir. Turan Devletleri Konfederasyonumuz aracılığı ile dost, kardeş ve akraba ülkelere yönelik olarak yaptığı çalışmaların temelinde bir barış kuşağı oluşturma çabası bulunmaktadır. İdeal düzlemdeki Turan mefküresinin, reeldeki Türk zihniyet dünyası ile nasıl uyumlaştıracağımızın yol haritasını çizersek, Turan uzak ve hayalci bir hedef değil somut ve ulaşılabilir bir hedef haline gelecektir. Düşünen, sorgulayan ve analiz eden bir Türk toplumu yapısı ile devletin bekasından yana bir yapının rasyonel esaslara yeniden yapılandırılması olmazsa olmaz öneme haizdir. Aksi takdirde sadece devlet ve siyaset hayatında değil toplumsal yapımızdaki atalet de devam edecektir. Türk Dünyasını teslim almış tembellik ve meskenetin müsebbibi nedir, yani içimizdeki düşman kimdir? Türk'ün "mankunkurtlaşmaya neden olan olgun şırayı" içirenler kimlerdir? sahte şeyhler? bâtıni tasavvufu? eş'ari islam doktrini, halk tabanına oturan çeşitli tarikattan tekke mensupları?........vbg fitne erbabları Türk Dünyasına musallat olan bu sorunun tedavisi için sağ­lıklı bir Türk töresine dayanan bir 'norm'un inşaasına ihtiyaç vardır. I. Dünya Harbi esnasında, Araplar'ın İngilizler'in ayak oyunlarıyla OsmanlI'dan ayrılmaları ile başlayan ihanet süreci 'İttihad-ı İslâm' ideolojisinin olmayacağının açık ve net delilidir. Öyleyse Turan ideolojisi için çalışmalar yürütmek her Türkün asli vazifesidir. Ne mutlu Türk'üm diyene.
#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.