FISTIK TARIMINDA ÇÜRÜME: TOPRAĞA YATIRIM YERİNE DEPO KURULAN ŞEHİR

Türkiye’nin en kıymetli tarımsal ürünlerinden biri olan fıstık, artık sadece kuruyemiş değil; üreticinin sabrını, devletin ilgisizliğini ve toplumun geleceğini sembolize eden bir mücadeleye dönüşmüştür.

Gündem Yayın: 03 Ağustos 2025 - Pazar - Güncelleme: 03.08.2025 15:06:00
Editör -
Okuma Süresi: 4 dk.
25 okunma
Google News
FISTIK TARIMINDA ÇÜRÜME: TOPRAĞA YATIRIM YERİNE DEPO KURULAN ŞEHİR Türkiye’nin en kıymetli tarımsal ürünlerinden biri olan fıstık, artık sadece kuruyemiş değil; üreticinin sabrını, devletin ilgisizliğini ve toplumun geleceğini sembolize eden bir mücadeleye dönüşmüştür. Özellikle Gaziantep gibi fıstıkla özdeşleşmiş şehirlerde, fıstık üretiminin geçmişten bugüne geçirdiği dönüşüm; bir tarım krizinin, hatta bir medeniyet çöküşünün ayak sesleri gibidir. Fıstık üreticisi, 20-30 yıl bekleyerek ürün alabilen, sabırlı, kanaatkâr bir topluluğun parçasıdır. Ancak günümüzde bu sabır, artık karşılıksız kalmaktadır. Girdi maliyetlerinin artışı, makineli tarıma geçilememesi, gübre fiyatlarının üretimi imkânsız hâle getirmesi ve organize sanayi bölgelerinin tarım arazilerini yutması gibi sorunlar, fıstık üreticisini hem tarlasından hem geleceğinden soğutmuştur. Yeni neslin üretimden kaçışı, makineleşmenin yetersizliği, imar rantı ile tarım arazilerinin yok edilmesi, fıstık hırsızlığı gibi sorunlar zincir hâlinde bir çöküşe işaret etmektedir. Bu bölüm, geçmişten bugüne fıstık üretiminde yaşanan değişimi tarihsel bir çerçevede değerlendirerek, çöküşün nedenlerini ve olası çözümleri masaya yatırmaktadır. OLUMLU YANLAR Bölgesel Kimliğin Parçası: Fıstık üretimi, Gaziantep’in tarihsel, kültürel ve ekonomik kimliğinin temel taşlarından biridir. Hâlâ bazı bölgelerde geleneksel üretim biçimiyle korunmaktadır. Makineleşme Girişimleri: Silkeleme ve kavlatma makinelerinin yaygınlaşması hâlinde iş gücü yükü azalabilir, verim artabilir. Bazı üreticilerin bu yönde bireysel girişimleri umut vericidir. Bilgi Birikimi ve Tecrübe: Nesilden nesile aktarılan birikim hâlâ kaybolmamıştır. Teşvik edilirse, fıstık tarımı yeniden kalkınma aracı olabilir. OLUMSUZ YANLAR Makineleşmenin Yaygınlaşmaması: Belediyeler ve kamu kurumları, üreticiye gerekli makineli tarım desteğini sunmamaktadır. 5 dakikada bir ağacı boşaltan makineler varken, hâlâ 1 saatte elle hasat yapılmaktadır. Gübre Kullanımı Dramatik Şekilde Azaldı: Artan maliyetler nedeniyle üretici, yıllardır fıstık ağaçlarına gübre atamamaktadır. Toprak, verimden düşmüş; ağaçlar adeta küserek meyve vermemeye başlamıştır. Tarım Arazilerinin 1.000 yıllık program yapılması gerekirken, Ranta Kurban Edilmesi: Şehir merkezlerinde hastane veya sanayi bölgesi inşaatı için fıstıklıklar istimlak edilmiş, sembolik birkaç ağaç dışında tarım alanları betonlaşmıştır. İmar planları üretici lehine değil, rant odaklı yapılmaktadır. Yeni Neslin Uzaklaşması: 30 yıl sabretmesi gereken bir üretim süreci gençleri caydırmakta, kimse artık fıstık dikmeye yanaşmamaktadır. Sistem üreticiyi değil, mirasçıyı kazandırmaktadır. Fıstık Hırsızlığı: Hasat döneminde hırsızlıklar artmakta, üretici geceleri tarlada nöbet tutmak zorunda kalmaktadır. Çalınan fıstığın kolayca satılabilmesi, suistimali arttırmaktadır. SONUÇ Fıstık tarımı, sadece bir ekonomik faaliyet değil; bir medeniyet meselesidir. Ancak bugün geldiğimiz noktada, sabırla bekleyen üretici umudunu kaybetmiş; toprak, verim vermez hâle gelmiş; gençler ise bu işe dönüp bakmamaktadır. Belediyeler mazot desteği ile değil, makine ve eğitim desteği ile üreticiye yardım etmelidir. Tarım Bakanlığı, fıstık üretimi için ayrı bir eylem planı hazırlamalı; yerel yönetimler bu konuda öncü rol üstlenmelidir. Üretimi teşvik etmek, sadece ekonomi için değil; bu toprağın kültürü, geleceği ve kimliği için zorunludur. Fıstıkla anılan bir şehirde, artık toprağa değil depoya yatırım yapılıyorsa; torunlarımız sadece kuruyemiş değil, köklerini de kaybediyor demektir. OKUYUCUYA SORULAR 1. Sizce, makineli tarım yatırımı kamu desteği olmadan üreticiye yüklenebilir mi? 2. Tarım arazilerinin imara açılması, sadece üreticinin değil, toplumun da suçu mudur? 3. Fıstık üretimi bu hızla azalırsa, Gaziantep’in kültürel kimliği nasıl etkilenir? 4. Hırsızlık gibi olaylar karşısında “belgesiz satış yasağı” uygulaması sizce ne kadar etkili olur? 5. Sizce bu gidişle fıstık üretimi bir kuşak sonra tamamen sona erebilir mi?
#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.