KAZANMAK/KAYBETMEK.!

KAZANMAK/KAYBETMEK.! Seçim sathı mahaline gireceğimiz günlerde, şöyle bir Yazı yazmıştım. "Mümkün olsada bu seçim bitene dek hiç uyanmadan deliksiz uyusam" diye... Olacakları az çok tahmin edebiliyordum. Doğrusu, uslubun bu kadar dibe vuracağını, toplumsal sorunların çözümü için projeler anlatmak yerine, toplumu kriminalize edebilecek abuk sabuk söylemlerle toplumun hafıza kodlarının değiştirilmeye çalışılacağını... kişisel ikbal için, bazı basın mensuplarının, bazı akademisyenlerin mide bulandırıcı yalanlara, iftiralara tevessül edebileceğini... Bazı şahısların da kişisel menfaat uğruna birilerinin adamı olabilmek için can hıraş biçimde ileri fırlayabileceğini hiç ama hiç tahmin etmemiştim.! Ülke korku tüneli gibi... Hani her virajda ağzından kan fışkırarak ayaklanan beyaz suretli ölüler olurdu... çığlık atar insan korkardı ya... bir an önce o tünelden çıkma isteği uyanırdı. Bu seçim süreci de ona benzedi..herkesin ağzında düşman, hain, gerici... Manasını biliyorlarmı o da meçhul. Selametle bir bitse de kurtulsak bu söylemlerden diye dua ediyor insan. Televizyon konuşmacıları bir cehennem filminin senaristi sanki.! Yandaş/trol... ilerici/gerici.. Atatürkçü/Osmanlı cı... söylemleri havada uçuşuyor. Vaiz, dini anlatacağına silah/mermi söyleminde... ergen yaştaki çocuklar, Türkiye nin beyin takımı imiş gibi ukalaca karşı tarafı düşman ilan etmekte. Sağlam toplumsal psikoloji kaldımı belirsiz.! Birileri koltuğa oturacak tamam... toplumun diğer yarısı nasıl düşman sayılır? Bunu yapmaya kimin hakkı var.? Allah aşkına Ama kimin umurunda.! Oysa Ortada ne bir savaş var. Ne de bir düşman. Sıradan bir seçime gidiyoruz o kadar.! Bu: Türkiye'nin 13 üncü cumhurbaşkanının seçileceği ve 28 ıncı yasama dönemi yani ne ilk seçim ne de son seçim olacak. Unutulmasın Bu millet dış düşmanı ile her zaman baş edebilmiştir. ayrıştırılmaz ise.! Mazallah böyle bir oyun tutarsa işte o zaman her kes, ama her kes, herşeyini kaybeder.! Kaybeden olmamak için Lütfen sakin vicdanlı ve mantıklı olalım. Kimse kimsenin düşmanı asla değil. H. K.